Monday

Guantanamo Günlüğü-1:



Kapatılamayan hapishaneyi barındıran yasaklar cenneti


ABD Başkanı Barack Obama, Washington’daki dar politik paslaşmalar arenasını “Yes, we can” sloganıyla değişim olabileceği inacıyla hareketlendiren bir lider portresi iken 1 yıl içerisinde popüleritisini hızla yitiren seçim kaybetme riskiyle yüzleşen bir politikacıya dönüştü. Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısı göle dönüşünü karşısında Amerikan kamuoyunu hitabet yeteneğiyle yatıştırmayı başaramamış gözüken Obama, hanesine yazılan hayal kırıklıkları listesine eklediği bu yeni başlık öncesinde Guantanamo’daki hapishaneyi kapatma sözüyle de dikkatleri çekti. Obama’nın geçtiğimiz ocak ayında kapatmayı planladığı ancak halen 181 kişinin tutuklu bulunduğu Guantanamo Askeri Üssü’nün sadece bir bölümü olan ‘Delta Kampı’ olarak adlandırılan hapishanesindekileri yargılama süreci ise yabancı basına da açık devam ediyor.



Barack Obama’nın, neden buradaki hapishaneyi tümüyle kapatamadığı sorusuna yanıt aramak amacıyla küçük bir gazeteci grubu üyesi olarak dün Guantanamo’da ilk günümü tamamladım. Önümüzdeki üç gün boyunca Sudan vatandaşı Noor Uthman Muhammed’in yargılanmaya devam edileceği askeri mahkemeyi de izleyeceğim. Gazetecilikte ilkleri yaşama hedefiyle her günü, ayları kovalamaca ile geçiririz. İlk haberi, ilk röportajı yazan olmayı kimselerle paylaşamayız. Oysa her izlediğimiz olayın deneyimlerimizi zenginleştirdiğini, fark yaratıcı olma hevesiyle göz ardı ederiz. Belki deneyimi önemseyen Ankara gazeteciliğini etkisinden belki de Washington merkezli Amerikan politikasını anlama çabamdam dolayı Guantanamo’ya gelebilme imkanını yakalayınca dün kuşlık vaktinde Andrews Askeri Havalimanı’nda soluğu aldım. Bu noktada Amerika eleştirileriyle dikkat çeken belgesel yapımcısı ve yönetmeni Michael Moore’un, kendi ülkesindeki sağlık sistemini Guantanamo kıyılarına gelerek protesto ettiği sahnelerdeki yeri görme isteğimi de not düşmeliyim.

Birkaç haftadır devam eden yazışma trafiği sonucunda 9 kişilik yabancı basın mensupları grubu üyesi olarak düşündüğümüzün aksine askeri değil sivil bir uçakta, asker aileleri, tutuklu avukatları ve askerlerden oluşan yolcular arasında Küba’nın güney ucundaki ABD topraklarına geldim. Böylece ABD’nin 1903 yılında bugün diplomatik ilişki kurmadığı ve amborgo uyguladığı Küba’dan kiraladığı Guantanamo Körfezi’nde bir kent havasındaki askeri üssü yakından gözlemleyerek siz t24 okuyucularına aktarabileceğim.



Gazeteciler ‘Adalet Kampı’nda...

Bugün itibariyle ABD’nin kontrolündeki topraklar için Küba’ya ödediği miktar yıllık 4 bin 85 dolar iken, Guantanamo Körfezi’ndeki bu askeri üssü, halen dünyanın en ünlü hapishanesine ev sahipliği yapıyor. Başkan Obama’nın geçen ocak ayında bütün mahkumlarını başka hapishanelere aktararak kapatmayı planladığı ve Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları örgütlerince eleştiri konusu olan ‘Delta Kampı’ olarak adlandırılan hapishane varlığını ‘iyileştirilmiş koşullar’ içinde koruyor.

Guantanamo Askeri Üssü, barındırdığı hapishane ve askeri mahkeme süreci hakkında önyargıları kırmayı amaçlayan ABD Savunma Bakanlığı ise, yabancı basını bilgilendirmek amacıyla buraya tur düzenliyor. Böyle bir tur kapsamında dün öğlen ulaştığımız Guantanamo’da kadınlar ve erkekler olarak ikiye ayrılan basın grubumuz, ‘Adalet Kampı (Camp Justice)’na yerleştirildi. Geçmiş yıllarda Guantanamo Körfezi’nin havalimanı tarafındaki kıyısında dolayısıyla askeri üssün ana yerleşiminden uzakta tutulan gazeteciler artık feribotla gün sona erince dönüşleri sona erdiği için bu kampta çadırlarda kalabiliyorlar. Guantanamo Medya Merkezi’nin de bulunduğu kamp alanında gazateciler ana yürüme yolundan ayrılmamaları koşuluyla 24 saat açık internet gibi hizmetleri alabiliyorlar. Uçak yolcuğunda olduğu gibi gazeteciler, kullanmaları yasak olan askeri şebeke dışındaki cep telefonlarının çalışmadığı buradan internet, telefon gibi her hizmeti ücretini ödeyerek alabiliyorlar.

Washington’dan yola çıkmadan itibaren her aşamada “yasaklar” konusunda uyarılan gazeteciler, havalimanında indikten sonra askeri personel gözetimi altında belli açıdan ve sadece belli binaları fotoğraflama hakkına sahip bulunuyor. Bugün bazıları El Kaide’nin üst düzey yöneticileri ve 11 Eylül saldırısını planlayacıları olmakla suçlanan 181 mahkumu ağırlayan ‘Delta Kampı’ dahil olmak üzere “gelişigüzel” çekimler yapılması yasak. Bu gezi kapsamında yargılanma sürecinden bir bölümüne tanıklık edeceğimiz Sudanlı Noor Uthman Muhammed’in askeri mahkemesi sırasında fotoğraf ve video çekimi yasak olacak.

Guantanamo’dan yayınlabilecek fotoğraflarda askeri binaları yüksek noktalardan görüntülemek, su kuleleri ile güvenlik noktalarını ve görüntülerde ‘yetkili ve konuşmacı’ olanlar hariç asker veya sivil insan yüzlerini göstermekte yasaklar listesinde. Askeri yetkililerce kontrol edilmemiş fotoğraf veya video materyali yayınlanması halinde ise askeri mahkemece yargılanma yapılacağı da bu listedeki maddelerden birisi.

Bu yasakları adeta ezberlediğimiz günün sonunda okyanus üzerinde gün batımı manzarasıyla burası turistik bir cennet gibi ama askeri üniformalı...

No comments:

Post a Comment