Thursday

Guantanamo Günlüğü – 2

Guantanamo’da 11 Eylül dün gibi...

Obama sözüne rağmen kapanma öyküsü başka bahara

Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde Türkiye’nin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) yapısını sorgulamaya almasıyla benzerlikler taşıyan şekilde Amerika da, Başkan Barack Obama’nın Guantanamo’daki hapishaneyi kapatmayı ve sivil yargılama sürecini işletmeyi istediğini açıklamasına rağmen burada da “ulusal güvenlik” direnişi yaşanıyor.

Guantanamo’da ilk kez bir Türk basın mensubuna kapılarını açan dünyanın en pahalı mahkeme salonları olduğu ve “çok gizli (top secret)” statüsündeki bilgileri değerlendirdiği belirtilen yargılama bölümlerini dolaşırken, mesaj açıktı: “En az 20 terörist daha Guantanamo’daki bu salonlarda yargılanmalı dolayısıyla da onlar yargılandıkları sürece de Delta Kampı açık kalacaktır.”

Guantanamo’ya yapılan basın davetine katılma nedenim geçen ocak ayında kapatılması planlanan hapishane kompleksi olan Delta Kampı’nın neden kapanmadığı sorusuna yanıt aramaktı. Askeri yetkililerden kayıtlı ve perde arkası biçiminde gün boyunca aldığımız brifingler ve bize gezdirilen mekanlara ilişkin anlatılanlar sonucunda, bu soru yanıtlandı. Guantanamo’dan bakınca ABD Başkanı Obama’nın neden bu sözü verdiği anlaşılmakla birlikte “11 Eylül saldırısını yaşayan ülke psikolojisi”, Delta Kampı’nda geride kalanlardan en az 20 kişi için de askeri mahkeme yolu gözükeceğine işaret ediyor.


Askeri yargılama süreci açısından da tek adres olarak Guantanamo Askeri Üssü’nün bir parçası olan “Adalet Kampı” arazindeki “Courtroom-1” ve “Courtroom-2” olarak adlandırılan 20 milyon dolar maliyetli mahkeme salonları karşımıza çıkıyor. Söz konusu tutukluları burada yargılama yaklaşımından hareketle ve haklarında ölüm kararı verilmiş hükümlüleri de ABD içindeki hiç bir sivil hapishaneye sevk etmeme görüşü de ağır bastığında “Delta Kampı” hapishane olarak var olmayı sürdürecek görünüyor.

Guantanamo’yu ziyaret etme fırsatını yakalayan ilk Türk gazeteci olan meslektaşım Cüneyt Özdemir’in gözlemlediği hapishane koşullarını epey geride bırakmış bir Guantanamo manzarası söz konusu. 11 Eylül saldırısıyla ilişkili olduğu şüphesiyle başta Afganintan ve Pakistan olmak üzere tutuklama işlemlerine başlayan George Bush yönetimince Guantanamo’daki “X-Ray Kampı”nın 320 kişilik kapasitesi dolunca hapishane kompleksi olarak kurulan “Delta Kampı” 2002’den beri faaliyet gösteriyor. Bush yönetimince hayata geçirilen “Askeri Güç Kullanma Yetkisi” nedeniyle de yüzlerce kişinin yargılama sürecine geçirilmeden yıllarca tutulduğu bu hapishane, bugün dünyanın hedefi haline geldiği günleri önemli ölçüde geride bırakmış görünüyor.

ABD’deki politik tartışmalarda, sivil toplum örgütlerince yapılan çağrılara karşın Guantanamo’da tutuklu sayısı 181 erkeğe düşen hapishaneyi kapatmaktan daha fazla önemsenen gündem maddesi, henüz hüküm almamalarına rağmen “yüksek dereceli suçlu” olarak tanımlanan kişileri sivil mi yoksa askeri yargılamaya tabii tutma meselesi. Başkan Obama’nın kamuoyuna verdiği söz ise, Guantanamo tutuklulularını hızlı ve çoğunluğunu sivil yargılamaya tabii tutmayı kapsıyor.

Guantanamo’daki mahkeme kompleksini ve tutuklulara mahkeme sürecinde ayrılan koltuklardan bina dışında içinde yeşil namaz örtüsü ile siyah dua takkesi bulunan hücreleri, Pentagon yetkililerine göre, gezme şansını yakalayan ilk Türk basın mensubu olarak izlenimim ise, ABD Başkanı, ABD Kongresi ve ABD Ordusu üçgeninde “erteleme” gözüküyor.

Özellikle de seçimler yaklaşırken...

Yargıç gözüyle Guantanamo

Mahkeme binasında olduğumuz için fotoğraf çekimi yapamadığımız Askeri Yargıç Wendy Kelly, Guantanamo’da “sağlıklı yargılama ortamı” oluşturmak için yapılan yatırımları anlattı. Kelly’den hemen öncesinde askeri yetkililerce verilen bilgilere göre, ABD’nin en teknolojik mahkeme salonları için 20 milyon dolarlık yatırım yapıldı. Sadece salon içerisindeki dokunmatik ekranlı sunuş bilgisayarından güvenlikli internet bağlantısı gibi elektronik detaylara 4 milyon dolar harcandı. Bu mahkemeleri eğer talepleri olursa 11 Eylül kurbanlarının aileleri de ABD içerisindeki 5 ayrı askeri üsteki salonlarda izleyebiliyor. CIA, FBI gibi örgüt yetkilileri de dahil en az 350 kişi Guantanamo’dan binlerce kilometre uzakta mahkemeyi takip edebiliyor.

Kadın asker-yargıç Kelly ise, “Elbette Başkan Obama özel talimatını imzaladı. Buna uygun kural değişiklikleri de hayata geçildi. Ancak bugüne değin 3 kişiye hüküm verildi. Bu devam eden bir süreçtir. Bazı tutukluları sivl mahkeme yargılayabilir ancak en az 20 tutukluyu mahkememizde yargılamak doğru görünüyor” dedi. ABD’nin 11 Eylül saldırısı sonrasında “tek ve özel - benzersiz” nitelikteki yargılama sistemini savaş dönemlerinden yıllar sonra kullanmaya karar verdiğini söyleyen Kelly, “Ama” diyerek altını çiziyor ki 11 Eylül saldırısı da ABD tarihinde örneği olmayan bir olay. Şu anda 5 davaya baktıklarını kaydeden Kelly, sürecin yeniden değerlendirme ve yeni delillerle uzadığını savundu.

Guantanamo’da geçtiğimiz aylarsa suçsuz oldukları anlaşılarak Çin’e gönderilirlerse öldürülecekleri için farklı ülkelere gönderilen Uygur Türkleri vakasını ise tıpkı buradaki askeri mahkeme gibi “benzersiz” olarak niteleyen Kelly, Uygurlar dışında serbet bırakılan tutukluların kendi vatanlarına iade edilidiğini anımsatırken, neden onlarca kişinin uzun süre bu kampta tutulduğu konusunu ise kendi görev tanımı dışında gerekçesiyle yanıtlamadı. Ancak Kelly, şu anda Guantanamo’da tutuklulara her türlü “adil yargılama” için savunma haklarını ve koşullarını sunduklarını sözlerine de ekledi.

Bugün itibariyle Guantanamo’daki manzarada onlarca kişinin turuncu üniformalarla yargılamadan tutulmasından bugün kütüphaneli hapishaneye geçilmiş olsa da, ABD’nin orta sınıfını ve dolayısıyla Amerikan politikasındaki belirleyici kesimi temsil eden askerlerce 11 Eylül meselesini tümüyle sivilleştirmeye sıcak bakılmadığını söyleyebiliriz.

No comments:

Post a Comment